Kategori: ESİNTİ
-
Gündüz Sürelim Gece Kamp Yapıp Pusu Kuralım
•
Aslında zorunlu olduğunu hissetmedikçe ne gece ne sabahın köründe ne de yoğun tipide sürüş yapmak işime gelmez. Yapmak zorunda kaldığımda en iyi bildiğimi sandığım yollar bile o karanlık havada bana yabancılaşacaktır. Hatta neler kurmam ki kafamın içinde. Her karaltı saçma sapan bir objeye, sanki bir canlıya dönüşebilir.
-
Ay Biçim Verir Ayaklarımdaki Tılsımlı Dairelere
•
ÜTOPYA… Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır… İlk defa bir yazıyı yazmaya döşenmeden, kafamda oluşturduğum kurguya inat, bir başlığı önce atayım dedim. Attım atmasına da içerikte karaltılar olmayacağına emin olduğum halde neden Ay’ı seçtim de neden Güneş demedim?
-
Fotoğraflardan Bakılınca Puslu Görünen Dünya
•
ÜTOPYA… Güneş altında görülen fotoğraflar, bir cam ardında olan biten kadar ilginç değildir hiçbir zaman… Bu karanlık ya da ışıklı delikte yaşam yaşar, yaşam düşe dalar, yaşam acı çeker…
-
Zombilerle Çevrili Ortaçağ Dünyası ve Bir Aziz
•
ÜTOPYA… Gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir… Elimi domuzuna avucumun altında perdelediğim kâğıdın üzerine koyuyorum. Ve bir kalemle elimin şeklini sayfaya çizmeye başlıyorum. Bu beş parmağıma, aklıma ilk gelen beş soruyu sormaya başlıyorum. Bu soruları da kâğıda karalıyorum.
-
Köpükler Ele Geçirecek Dansı Bal Görünüşlerle
•
Kavuşma müthiş duygu. Önüne konan her şeyi olduğundan küçük gösteren kırık merceklerin birleşip bir fotoğraf makinesi olmasına benziyor. Randevu makinesinden buluşmaya, bugünün iyimserliğinden geleceğe bakmak, taşkın bir kalp temposunu kamerayla izleme hissi veriyor.
-
Beslenme Çantasında Kül Rengi Sabahlar
•
Onlara yanaşacağımı sanıyorlar ama değil. Yabancısı değilim buranın. Anlamaya çalışıyorlar. Şimdi kim bilir neler kuruyorlar. Söğüşlenecek bir yabancı. Cin gibi bakıyorlar. Kalelerin kalesine çıkmak istiyorum, götürür müsünüz beni, diyorum. İlk kez tırmanacağım. Uzak değildir umarım. Yakalanıyorlar. Para sorun değil. Gene de biraz fazlasını versem mi? Oysa gözüm velespitimde. Emekli olunca…
-
Doğanın Göbeğinde Birkaç Yüz Gece
•
Sonunda yolculuk ânı geldi, güneşe ve doğaya, dolunaylı ve ipil ipil yıldızlı gecelere, denize ve çimenlere, sere serpe yollara, dünyaya kavuşmak için gün sayıyorum. Neredeyse bütün kış boyunca özlemini duyduğum, hazırlıklarını yaptığım velespit turnelerim için yola çıkacak, bu uzun hasretliğe son vereceğim.
-
Bir Hayale Uzanır Değmez Olur Ellerim
•
ÜTOPYA… Dünyanın fısıltılarını dinle kalbim, o fısıltılardır ki dünya senin için aşk dokur… Dünya engin bir havuz. Yüzmeye mi karar verdin, etrafı kolaçan et, bir sinek dahi görünmüyorsa soyun, atla dal içine, sıkı gerilla tipler varsa etrafta giy mayonu, bikinini öyleyse.
-
Heybeleri Dolduralım Birazcık Yer Yeter Bana
•
ÜTOPYA… Düşleyin, düşleyin, düşleyin… Düş yolculuğunda, var olan en gerçek şeydir düş kurmak… Ötesi değil, berisi de. İçerisi değil, dışarısı da. Arada. Ne biri, ne öteki olan o aralıkta, ikisini de görebileceğim yerde. Beni de. Büyücek bir avlu içinde küçük demir bir masa. Çevresinde dizili yumuşak minderleriyle birkaç demir sandalye.…
-
Denizi Geçerken Sırtımda mı Taşıyacağım Velespitimi?
•
ÜTOPYA… Dün kendine haiz saf bir düşten ibaretti. Yarınsa yalnızca büyük bir hayal. Bugünü maviliklerde yaşamak dünü ise tatlı bir düşte. Yarını da umut kırıntıları kılar. İşte bu yüzden bak dalgana bir daha ve yeni doğan mavilikleri selamla… Türkiye/Dünya turum bir vicdani hayat meselesiyle değil, boncuklu hayal ile başlamıştı…