Biliyorum, hayalimdeki ‘BİSİKLET DÜNYASI’, ben olayı gerçekleştirene kadar dünyanın en ücra, en ürkütücü köşesinde beni amansızca bekleyen ucube bir yermiş havasını taşıyacak. Yüzde yüz garanti verebilirim ki bu çok heyecan verici bir durum. Tecrübeyle sabittir; çoğu Batılılar için Asya ve Uzak Doğu oldukça cazip bulunmaktadır. Bunda belki de kendi kültürlerinden çok uzak kültürleri görüp deneyimlemenin farklılığı vardır. Birçok şey hoş gelmektedir kendilerine. Ama benim için durum biraz farklı. Benim için öncelik her zaman Latin Amerika’dır. Şili, Peru, Guatemala ve Küba gibi egzotik ülkeler; Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Venezuela gibi keyifli ülkeler… hepsinin insanı hayran eden kültürleri ve insan ilişkileri var… Sanırım bunlardan mahrum kalmak istemem.
gEZENTİ şEREF ~ E-2017/003
Esinti Tarihi: Pazartesi, 06/02/2017
“HER ŞEY DEĞİŞEBİLECEĞİ GİBİ HİÇ BİR ŞEY DE DEĞİŞMEYEBİLİR..”
Sıra dışı yerler hakkında büyüleyici fotoğraflar ve merak uyandıran, kışkırtıcı filmler görmüş, çılgın ve cüretkâr maceralarla ilintili çarpıcı hikâyeler okumuştum. Ancak ben her zaman bu tarz ülkelerin gerçek kâşifler ve maceracılar için var olduğunu varsayıyordum; ki kan, ter, toz ve çamura bulanmış kıyafetler içinde maceradan maceraya atılmış ‘kafayı sıyırmış’, ‘üşütük’ vatandaşların boğazlarına kadar çakıllara batmalarına ve benim tahayyül edebileceğimden daha fazla yüreklilik derecesinde tavan yapmalarına ve doğada böylesi cesur deneyimlere imza atmalarına şaşırmayacağım da ne yapacağım?
Kuşkusuz dışarıya adımımı attığım andan itibaren YERYÜZÜ’nün yaban elleri kendi yaşam evimin konforlu arazisinden çok daha fazlasını sunacaktır bana. Adı macera olsun veya olmasın bilgi darağacıma, yaşam felsefeme çok önemli bir katkısı olacağına inancım sonsuz. Ve sanıyorum böyle bir deneyim zincirini yaşamaktan fazlasıyla memnun kalacağım. Profesyonel iş yaşantımı sürdürürken tatillerde tekrar tekrar çıktığım seyahatlerden büyük keyif alırdım. Ama ya şimdi sözünü ettiğim türden maceralar? İtiraf edeyim; bugüne kadar bu dönemsel dinlenceler sırasında ‘macera’ değil, ‘konfor’ peşinde olduğumdan, uzun yollar pedal çevirip, doğada bisiklet ve kamp maceralarını yaşamanın bana göre olmadığını düşünürdüm.
Ancak bunun gibi diğer şeyler değişti.
Şimdi kendime büyük bir iyilik yapıyorum. Büyük bir değişim yolumu gözlüyor.
“KORKULARDAN ARINMIŞ HAYALLERİMİN PEŞİNDEN GİTMEYE HODRİ MEYDAN”
Aslında bu ifadenin kaynağı beni yakından tanıyan kimselere ait. Çok yakın bir gelecekte tasarladığım yolculuk planlarını kendileriyle paylaştığımda dudaklarını bükerek yorumlarda bulunmaları her şeyi açıklıyor. Onlara tamamıyla yabancı olan böylesi bir girişim elbette farklı bir değerlendirmeyi takdim edemezdi.
Evet, bunlar benim hayallerim. Ama beni hiç mi hiç ürkütmüyor, kaygılandırmıyor. Bilakis, onlar benden daha fazla endişe duyuyorlar. Uzun mesafeli ve rizikolu trafik yoğunu yollarda bisikletin kendisi bile onları dehşete düşürmeye yeterli olabiliyor. Oysaki çoğu kere bir hayalleri olduğunu fakat bunu gerçekleştirmeye korktuklarını ifade eden konuşmalara kendi kulaklarımla tanık oluyorum. Tamam, kabul ediyorum; bir insanın kendi hayatında önemli bir değişiklik yaratması, bir bilinmeyene doğru sıçrama yapması söylendiği gibi öyle kolay bir mesele değildir. Biraz çaba ve en önemlisi şahsi gönüllülük gerektiren psikolojik bir durumdur.
İnsani Duygular Bunlar
Peki, benim hiç endişelerim yok mu? Korkularım? Ya da ne bileyim sonradan pişmanlık duyabileceğim bir takım şeyler? Tabi ki var. Hem de sayısız oranda. İnsanız ve doğal olarak insani korkularımız elbette olacaktır. Ama maceranın kalbine yolculuk tam da böyle bir şey. Biraz iştahlı olmak, biraz cesaret ve sonrası… sonrasını da sonraya bırakmak en iyisi…
Açıkçası endişe olsun, korku olsun, epey kullanışlı duygusal davranışlardır ve asla göz ardı edilmemelidirler. Bana gelince, benim genetik kişiliğimde bu tür duyguları pozitife çevirmek en usta olduğum hususların başında gelmektedir. Sanırım matematiksel çalışan beynimin sayesinde sayısız araştırmalar, planlar, hazırlıklar yapar, kaynakları hazır eder, tüm varsayımları donatır, risk analizleri yapar ve bu riskleri minimize etmek için notlar düşerim. Risk, temelde gerçek olanın ilerisindedir, korku ise güçlü bir insani duygudur; ve şayet ben herhangi bir riski azaltabiliyorsam, öyleyse buna dair korkularım da bitmeye yüz tutmaktadır diyebilirim.
Keşke aradığım o emsalsiz çıkışı, yani KAPI ARALIĞI’nı yakalamaya kafa yorsam… Bu daha iyi anlaşılır olmaz mı?!
Bir sonraki esintide görüşmek üzere…
Mürekkebe banmış esintili Sevgilerimle,
Gezenti Şeref
***…***
(*) Önceki Makale: “Gitmek mi, Kalmak mı? (Önsöz)”
(*) Sonraki Makale: “Küreselleşen Hayaller Böyle Bir şey Olmalı“
>>> [iÇERİKdİZİNİ]